Dün akşam için yaptığım planlar tam bir plansızlık örneği oldu. Nefis bir mekânda, özenle seçilmiş yemekler eşliğinde şarap tadımı yapacak, boğaz ve Kız Kulesi manzarasına sırıtarak bakacaktım… Hepsi iptal oldu, Dora Şarapçılıktan Alaattin Bey uğradı ofise. Güzel şarapları ile ilgili ilk şikâyeti almışlar biraz üzgündü. Elbette hemen yeni şaraplar ile gönülleri almayı ihmal etmemiş. Sürekli yazıyorsun bu şarapları nedir farkı diyeceksiniz şimdi. Bir kere alışveriş keyifli, şaraplar üreticisinin elinden, üretici sohbeti hediyesi. En önemlisi musluktan şarap akıyor diyorum :) mutfak tezgâhında duran iki küçük plastik musluk bu kadar keyif verebilir mi bir insana. İki dilim çavdar ekmeği kızart ziyafet hazır. Hele bir iki parça peynir veya kuru et varsa değmeyin keyfime. Şişe hesabı yapmayınca ne içtiğini anlamıyorsun. Açılan şişe bitmeden durmuyor bizde fakat işin içine bu üç litrelik torbalar girince böyle bir telaş olmuyor. İki kadeh içip bırakma şansınız artıyor. Kolesterol tavan yaptı diyorum, biri uçmuş biri düşmüş, uğraş şimdi bakalım :) yoksa iki kadehi itina ile üç yapardım. Bakınız nasıl alakasız yazdım yine, sabah vapurunda böyle oluyor demek ki… Geçelim konumuza, dün fiyat kalite performansından memnun kaldığım şarapları yazmıştım ki telefon çaldı. Alaattin Bey gelmiş…
Sağ olsun Merlot Papazkarası üretimlerinden bir şişe getirmiş. Bu nazik davranış için fırsat bulmuşken buradan da bir kez daha teşekkür edeyim. Tanıştığımız günlerde sohbet etmiş, Merlot güzel bir kupaj ile biraz kırılsa, biraz buruklaşsa nefis olur demiştik. Sizin oraların Papazkarası da meşhurmuş, nasıl Corvus adaya özgü Karalahna ile Merlot kupajı yapıyorsa Dorada Papazkarası ile yapsa derken şaşkınlıkla sözümü kesip: “Sen nereden biliyorsun onu, yaptık…” demez mi :) Daha sonra sanal âlemde araştırmış bu şarabı tadan bir kaç meraklının güzel yorumlarını okumuştum. Dün de masamın üzerinde yerini aldı bu güzel :) bakalım nasıl çıkacak, merak içerisindeyim…
Ayaküstü sohbetten sonra, akşam ki planlarımın suya düşmüş olmasının verdiği vakit bolluğundan destek alarak arsızlık ettim :) Çay ikramımızdan, kahve ikramımızdan hemen kaçan :) hatta zaman zaman tekliflerimize şarap ikram ederek cevap veren Atilla Beyi ikna ettim ve yemeğe çıktık. Ortaköy’de güzel yemek yenilebilecek mekânlardan Kır Çiçeğinde aldık soluğu. Tamam tamam, yazarım burayı da :) sürekli gittiğim yerleri yazmıyorum nedense. Kanıksamış :) Yemek pek keyifli geçti, inanın neler öğrendim neler. Hani geçenlerde şu yazımda, Türk şarap üreticilerini veryansın etmiş söylemedik lafı bırakmamıştım :( densizlik etmişim, asıl hain vergilermiş!!!
Devam edeceğim :) akşama Kayra Akademideyim, yazacak çok şey birikti :) bir iki mekânın yazısını feda edeceğim sanırım :)
Merhaba,
Dora’nın şaraplarını çok severek tüketiyorduk ama ne yazık ki başta da yazdığınız gibi firma el değiştirdi, artık ulaşamıyoruz ürünlere.
Aman efendim kimleri görüyorum :)
Dora takdir ettiğim üreticilerdendi. Böyle güzel oluşumlara memleketin ihtiyacı var. Her ne kadar Merlot ve Cabernet yatırımı yapsalar da yöra bağcılığına katkıları büyüktü. Umarım tesis aynı zihniyet ile üretimine devam eder. Hele son ürettikleri Cabernet unutulur gibi değil. Hatta ilk kez sizin mekanda bolca içmiştik. Akabinde küçük çaplı bir stok yapmayı ihmal etmedim lakin bir anda tükendi bu stok. Tahmin edileceği gibi bir iki gece dayanmadı :)
İlk fırsatta tatmanız için başka bir diyardan pek mütevazi bir üreticinin şarabını göndereceğim.
Belki menüde kendine bir yer bulur.
Bol şaraplı günler efenim :)
Yeniden merhabalar efem,
Çok sevinirim özellikle balıkla tüketilebilecek bir yeni yerel kırmızı bulabilirsem. Henüz Dolmen’in merlot’suna ulaşabilen bir yerel şarap bulamadım.
Size de harika şaraplı ve lezzetli günler dilerim.