Lal’in son kadehini, buz kovasını hazırlamaya üşendiğim için kendime kızarak ama bazlama üzerinde yarattığım lezzet ile avunarak tükettim. Peki, şimdi ne içmeli? İncirler tatlı niyetime engel oldu. Sanki hafif tuzlu amma velakin yanında tatlı da olsa, şöyle olsa da böyle olmasa gibi saçma istekler ile dile geldi iç ses. İç sese manyak mısın sen diye sual ederken serbest çağrışım engellenemedi ve kavrulmuş kabuklu badem düştü aklıma. Doğru ya, kalmamış mıydı biraz? Hepsini yememiştim ki. Koştum, baktım, arandım. Evet, evet bitmemiş :) Hemen attım ağzıma bir tane. İç ses şarap dedi. Ben tatlı olsun dedim. Bahtımıza dolaptan Pamukkale Anfora Zarif 2009 Misket – Sultaniye çıkmasın mı :) Hem de otuzyedi buçukluk. Beyaz Zarifin sadece Sultaniye ile işlendiği günlerde bile sevdiğim bir güzel olduğunu, Misket gibi kıymetli bir üzümümüzün Sultaniyeye neler katabileceğini gördüğümü ve daha pek çok düşünceye daldığımı belirtmek gerek. Tuzlu bademlerin tatlı Zarife eşlik etmesi keyfime keyif kattı. Minik şişeler için Baküse dua ettim. Bu iki üzümün bir araya gelişini kutsadım. Harman şaraplara karşı olan tutumumun yersiz olduğundan şüphelendim. Boğazkere’nin Denizli’ye, Narince’nin Trakya’ya taşınmasına neden karşı olduğumu tekrar düşündüm. Şarapların ön burnu, bitişi ve gidişinin umurumda bile olmadığına sevindim. Sade kahve içmek üzere sahile doğru yollandım. Civarda kahvenin yanında Mahlep ikram edecek tek mekan olmadığı için aklıma gelen her şeye küfrettim. Arada bir uğradığım balık restoranındaki nane likörüne şükrettim. Evde daha çok minik şişe bulundurulması gerektiğini anladım. Mesut, bahtiyar oldum huzurla doldum :)
[box type=”info”] *Kuru incir alırken Tariş ürünlerinden şaşmayınız. (http://www.tarisincir.com.tr) Bazlama veya benzeri durumlarda kullanacaksanız Lerida, afiyet ile yiyecekseniz Organik kuru incir tavsiye olunur. Tariş markası taşımayan, nerede nasıl kurutulduğu belli olmayan kuru incirlere itibar etmeyiniz :)[/box]